Öncelikle bu yaşadıklarıma şahit olmuş 1 büyük poşet ve bir çanta olduğunu yazayım, kaybolma ve çalınma tehlikesi dışında bu koşuldan hiç şikayetçi değilim.
Hamdi bey'in çalışma teklifine "YOKUM!" diyerek sabahın ilk otobüsüyle Olympos'tan Antalya'ya döndüm.
Antalya döndüğümde Festival'in 2. günü idi ve hayranı olduklarım 3. ve 4. günde yer alıyorlardı, İzmir yolu için annem ile otobüs seferlerine baktık. Kamil Koç'un doluluğu nedeni ile mecburen 5 TL pahalı olan Metro'yu seçtik.
Akşamki hafif ateşe rağmen İzmir otobüsüne binerek yolculuğa başladım. Ayrıca yalnız başıma ilk otobüs seferim bu.
Yoldaki soğuk havayı düşünmemenin sonucu olarak otobüste üşüdüm ve Denizli'de ishal oldum, tabi bunlar İzmir'e gelmeme engel olmadı.
Otobüs'ün İzmir'in iki yerinde duraklaması kafamı karıştırsa da Ana Otogar'a nihayet ulaşmıştım, ulaştıktan sonra simit-gazoz ile kahvaltımı yaparak otogar'da birkaç fotoğraf çektim.
Halk otobüsü'nün 3 liralık KAZIK ücreti ve çatlak ön camına rağmen konfor sıkıntısı yaşamadım ve Fuar yakınlarında bir yerde inerek Konak Meydanı'na gittim.
Rock Tatili'ne götürecek minibüs'ün gelmesinden önceki erkenciliğim, Konak'a ulaşmam, twitter üzerinden mesaj atmama rağmen yanıt vermeyen İzmirli tanıdıklarım Berrak ve Efe, Antalya'da 5 saat sarja rağmen kamera pili'nin ani zayıflaması ve Denizli'den beriki ishalim nedeniyle bu yazımın başlığına "İzmir Çilesi" koydum.
Konuya gelelim, o Foça minibüsü gelene kadar Kordon’a yürüyerek vakit geçirdim. Ama sabrım zorlanıyordu. Fotoğraf çekmek istememe rağmen kameramın pili yavaş yavaş bitiyor idi!
Neyse, vakit yaklaştığında minibüsün alacağı yerde, İzmir Büyükşehir Belediye binası yanında benim gibi Rock Tatili’ne gitmek birkaç kişi toplanmıştı. Minibüs gelene kadar aylardır okumadığım kitabın(Oktay Atatürk'ü Öğreniyor) birkaç bölümünü okuyarak vakit geçirdim.
Yol arkadaşlarım olarak iki yabancı turist ve sağ bacağı protezli bir kız da yer alıyordu. Turistlere o gün çıkacak hangi grupları tercih ettiklerini sorduğumda bir tercihleri olmadığını söylediler, bacağı protezli kıza da bir şey sormasam da aklıma 6 yıl önce geçirdiğim trafik kazasını anımsadığımı anlattım. (bu durumumu da bir ara anlatırım).
İzmir’den çıktıktan sonraki Foça yolu boyunca kestirmeyi tercih ettim tabi, çünkü Antalya’dan beri doğru düzgün uyuyamamıştım (yol manzaralarına olan merak dolayısıyla).
Uyanmama paralel olarak Foça’ya geldik. Konser alanı olan İngiliz Burnu yakınlarından inerek yola yürüyerek devam ettik.