Gördüğü ne varsa...

22 Ekim 2008 Çarşamba

Altın Portakal: Hangi şehrin?

Altın Portakal Film Festivali;

Nerede yapılıyor: Antalya

Kimin tarafından: Antalya Büyükşehir Belediyesi, AKSAV

Reklamları nerede çekildi: İstanbul

Medya Sponsorları nereli: İstanbul

Ödül alanlar nereli: İstanbul

Parası kime gidiyor: İstanbul

Namal abla nereli: İstanbul

Antalyalı sponsor var mı: YOK!

Yorum sizin...

20 Ekim 2008 Pazartesi

Son 2 ayda...

Baya iyi geçti (mi acaba?)

Malum, okullar açıldı, hadronlar çarpışırken dünyayı yok etmemeyi başardı, deviantArt'tan Antalyalı arkadaşlarımın Olympos'u gezmelerini sağladım.

Anlaşamadığım kızlar oldu, eşofman kavgası, dokunma kavgası, serviste yer kavgası etmek zorunda bıraktılar maalesef... Onların başlatmalarına rağmen hepsinden özür diliyorum.

Bayramda Bandırma'ya gitmek isterken yer azlığından Olympos'ta Annemin çatısı kısmen yanmış yerinde çalışıp, diskoda eğlenip, Sütlü kakao izleyerek Olympos'ta eğlenceli bir sürgüne itildim. Son gün Kemer'e gidip fotoğraflar çektim, Annemin verdiği 100 lira ile; Kemer'deki bir İtalyan lokantasında kapalı pizza yedim, Kamerama tripod aldım, Kemer'de gezip tozduktan sonra Çamyuva-Göynük'te oyalanmış bir otobüsle Antalya'ya gittim. Otobüste yalnızken Çamyuva'ya kadar yanımda oturan Rus abla yoğun strese karşı kendimi biraz olsun iyi hissettirdi. (Hayır kardeşim, onunla konuşmadım çünkü i*** değilim. Normalde rusları sevmezdim ama Irkçılıktan vazgeçtim. Minibüste yanıma oturanı da severim ama normalde tek kişilik yerde otururum. Yalnız takılırım.)

Bu arada Kemer'deki saatler 90 lira'dan başlayan fiyatlar ile, ÇOK KAZIK! Turizm mi yapıyorlar, vatandaş mı soyuyorlar belli değil, almadım o kazıkları. Tek istediğim sade bir Analog saatti ya..

Herneyse, Otobüs Antalya'ya varınca Migros'ta durdum. Orada akşam yemeğimi tonbalıklı pizza yiyerek geçirdim. D&R'da 2 albüm aldım (Yasemin Mori - Hayvanlar, Pinhani - Zaman Beklemez). Migros'tan sonra yeni yapılan üstgeçitle karşıdaki lunaparkta giderek bayram eğlencesi tatmaya çalıştım. Acı sosu dilimi yakmadan bardakta mısır yedim, dönüşte macun tattım.

Ve bütün bunlar 60 lirama mal oldu. Ben bu kadar savurgan değildim ya...

Herneyse, piçkart'a (Piç çünkü o kazığın piç maskotunun adı belli değil) muhtaç olmadan gecenin 23'ünde 2km'lik mesafeyi yürüyerek eve döndüm. 70+105 kuruşumu kurtardım hiç değilse...

Bayrama kadar 3 gün geçindim, Antalya içine fotoğraflar çekmekle uğraştım durdum.

Tatilden sonraki okulun ilk gününden sonra dershaneye başladım, memnunum.

Bu haftasonu da dedemler geldi, bayramda ben gelemeyince onlar geldiler yine.

Bir süpriz: Antalya İl Özel İdare Binası'nın içine girerek fotoğraflar çektim :D dershanedeki 2 saatimi bunun için feda ettim. Ama o kadar da çabuk dağıtmayacağım resimleri.

Neyse, Artık Antalya Kent Müzesi'ne de üyeyim, ilk katkımı davetiye hazırlayarak verdim. Devamı gelecek bunların.

Şimdi Yürütülüyor: Hande Yener - Apayrı, Ertuğ - Hayatım/A1, MvÖ, Gripin, Pinhani, Yüksek Sadakat, Bertuğ Cemil, Yüksek Sadakat, Mercan Dede vs... rastgele çaldırıp 1,4 kat hızlı dinliyorum.

Künye ve telif hakları

Test 1, Yayın 0